6-7 Eylül Olayları
6-7 Eylül Olayları | |
---|---|
Bölge | İstanbul, Türkiye |
Tarih | 6-7 Eylül 1955 |
Hedef | İstanbul Rumlarının özel mülkleri, Ortodoks kiliseleri ve mezarlıkları |
Saldırı türü
| Pogrom |
Ölü | Tam sayı bilinmemekle birlikte sayının 13 ile 30 arasında veya daha fazla olduğu tahmin edilmektedir.[1] |
İşleyenler | Seferberlik Taktik Kurulu (özel kuvvetler), Demokrat Parti,[2] Millî Emniyet Hizmeti[3] |
Olaylar
1955'ten itibaren Demokrat Parti hükümeti gittikçe zorlaşan bir ekonomik durumla karşı karşıya kalmış ve özellikle yüksek enflasyon nedeniyle hayat standardı düşen kesimin güvenini kaybetmiştir; şüpheli metotlarla muhalefeti susturma çabaları ise basının, aydınların ve öğrencilerin de Demokrat Parti'den soğumasına yol açmıştır.[7] Örneğin Alman Dışişleri'nin bir raporuna göre daha olaylardan 15 gün evvel, muhalefeti kontrol amacıyla 7 Eylül 1955 günü İstanbul, Ankara ve İzmir'de sıkıyönetim ilan edilmesine karar verilmiştir.[7] 1956 yılında muhalefeti baskı altına almak için Basın ve Toplantı Yasası'na getirilen kısıtlamalar da büyük ölçüde 6-7 Eylül olaylarıyla gerekçelendirilmiştir.[7] Menderes hükümetinin azınlıklara karşı baştaki liberal politikası, gittikçe zorlaşan ekonomik koşullarla değişir ve ilişkiler gerginleşir.[7]Kıbrıs Türklerine yapılan baskılar, 1955 yılında Türkiye kamuoyunun gündeminde baş köşeye oturmuştur. O dönem Türkiye'de en çok satan gazete olan Hürriyet'in başlığında İstanbul'daki Rum azınlığın aralarında bağış toplayarak Kıbrıs Rumlarının ENOSİS çetelerine gönderdiğini yazıyordu.[8] Dışişleri yetkilileri Londra'da Kıbrıs temaslarına devam ederken, Atatürk'ün Selanik'teki evinde bir bomba patlamasıyla ilgili haber, önce 6 Eylül 1955 günü saat 13.00 haberlerinde[9] radyoda yayımlandı. (Atatürk'ün Selanik'teki evine bomba attığı iddia edilen Selanik Üniversitesi Siyasal Bilgileri öğrencisi Oktay Engin daha sonra gıyabında mahkûm edilmiştir.[10] Oktay Engin, 22 Şubat 1992 - 18 Eylül 1993 tarihleri arasında Nevşehir Valiliği'ne getirilmiştir.)
Bunun üzerine, “Atamızın evi bombalandı” manşetiyle ikinci baskı yapan Mithat Perin'in sahibi, Gökşin Sipahioğlu'nun yazı işleri müdürü olduğu[9] DP yanlısı İstanbul Ekspres gazetesi genelde tirajı 20.000 civarında olduğu halde 6 Eylül'de 290.000 basmış ve o dönemde kurulmuş olan Kıbrıs Türktür Derneği üyelerince bütün İstanbul'da satılmaya ve halkı galeyana getirmek üzere kullanılmaya başlandı.[9][11]
Aynı baskıda Kıbrıs Türktür Derneği genel sekreteri Kamil Önal Mukaddesata el uzatanlara bunu çok pahalıya ödeteceğiz, ödeteceğimizi alenen söylemekte de bir mahzur görmüyoruz diye yazmıştır.[9][11]
Kıbrıs Türktür Cemiyeti'nin[7] önayak olması ve diğer gençlik örgütleri, meslek kuruluşları, DP teşkilatı,[7] bazı resmi ve gayriresmî makamların telkin ve teşvikiyle yerel kalabalıklar ve şehre dışarıdan getirilmiş olan kitlelerce 6 Eylül akşamı Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir yağma ve yıkım eylemi gerçekleştirildi.
İlk saldırı saat 19.00 sıralarında Şişli'deki Haylayf Pastanesi'ne yapıldı.[12] Ardından büyüyen kalabalık Kumkapı, Samatya, Yedikule, Beyoğlu'na geçerek gayrimüslimlerin toplu olarak yaşadığı birçok semtte önce Rumların, ardından da Ermeni, Yahudi ve hatta yanlışlıkla bazı Türklerin dükkânlarına saldırarak yağmaya başladı. İstanbul'daki Rum azınlığın ev, işyeri ve ibadet yerlerine yönelik bu saldırılarda emniyet pasif bir tutum sergiledi. Rum vatandaşların adresleri hakkında önceden bilgi sahibi olan, yirmi-otuz kişilik organize birliklerin kent içindeki ulaşımı özel arabalar, taksi ve kamyonların yanı sıra otobüs, vapur gibi araçlar yardımıyla sağlandı. 7 Eylül sabahına kadar süren saldırılarda aralarında kilise ve havraların da bulunduğu 5.000'den fazla taşınmaz tahrip edildi ve milyonlarca dolarlık mal sokaklara saçılıp, yağmalandı.[9]
İstanbul'un her yerinde yağmalar aynı yöntemle yapıldı. Dükkânlara saldıranlar önce vitrinleri taşlayarak kırdılar ya da demir parmaklıkları kaynak makineleri ve tel makasları yardımıyla açtılar, ardından içerideki alet ve makineleri dışarı çıkararak paramparça ettiler.
Kiliseler ve mezarlıklar da payını aldı: Kiliselerin içindeki kutsal resimler, haçlar, ikonalar ve diğer kutsal eşyalar tahrip edildiği gibi, İstanbul'da bulunan 73 Rum Ortodoks kilisesinin tamamı ateşe verildi.
İzmit ve Adapazarı’ndan gelen yağmacılar geri dönmek üzere Haydarpaşa İstasyonu'na geldiklerinde, üzerlerinde yağmaladıkları mallarla yakalandılar. Bunların büyük bir bölümünün başka şehirlerden getirildiği ortaya çıktı (örneğin Sivas’tan 145, Trabzon’dan 117, Kastamonu’dan 116, Erzincan’dan 111 kişi.)[13][14].
Hasarlar
Türk basınına göre 11 kişi, bazı Yunan kaynaklarına göre 15 kişi[15] öldürülmüştür. Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Dilek Güven'in Sabah gazetesine verdiği röportaja göre ölü sayısının az oluşu gruplara "ölü olmasın" emri verilmesi sebebiyledir. Resmî rakamlara göre 30 kişi, gayriresmî rakamlara göre 300 kişi yaralanmıştır. Güven'e göre resmi rakamlara göre altmış olan tecavüze uğrayan ve utanmalarından veya korkmalarından dolayı şikayette bulunamayan kadın sayısının 400’e yakın olduğu tahmin edilmektedir.[16]4.214 ev, 1.004 işyeri, 73 kilise, bir sinagog, iki manastır, 26 okul ile aralarında fabrika, otel, bar gibi yerlerin bulunduğu 5.317 mekân saldırıya uğramıştır.[7]
Maddi hasarın, o günün değerine göre 150 milyon - 1 milyar Türk Lirası arasında olduğu tahmin edilmektedir.[17] Demokrat Parti hükümeti zarara uğrayıp tescil ettirenlere toplam 60 milyon Türk Lirası cıvarında tazminat ödemiştir.[7]
Zamanın gazetelerine göre "asıl suçlu, Türkleri provoke eden Rumlardır". Halbuki 6-7 Eylül olaylarının sadece Kıbrıs'la ilgili olarak Rumlara yapılmış bir misilleme olmadığının bir göstergesi, tahrip edilen işyerlerinin sadece yüzde 59'u Rumlara aitken, kalan yüzde 17'sinin Ermenilere, yüzde 12'sinin Yahudilere ait olması, hatta dönmelere ve Müslüman olmuş Beyaz Ruslara ait mekânların bile saldırıya uğramasıdır.
Sonrası
Olayların başladığı saatlerde İstanbul'da olan başbakan Adnan Menderes saldırıların kontrol edilememesi üzerine Sapanca'dan çağrıldı ve sıkıyönetim ilan edildi. Olaylarla ilgili olarak önce 3.151 kişi tutuklandı. Sonradan bu sayı 5.104'e yükseldi.[9]10 Eylül 1955 günü dönemin İçişleri Bakanı Namık Gedik istifa etti. Başlangıçta soruşturmalar Kıbrıs Türktür Cemiyeti ve gençlik örgütleri etrafında yoğunlaşan ve o günlerde ilan edilen sıkıyönetim savcıları tarafından yapılan ilk soruşturma ve yargılamalar, daha sonra DP iktidarının bastırması sonucunda komünistler suçlanmıştır.[7] Aralarında Aziz Nesin, Nihat Sargın, Kemal Tahir, Asım Bezirci, Hasan İzzettin Dinamo ve Hulusi Dosdoğru'nun bulunduğu yaşayan fişlenmiş komünistler ile ölmüş dört komünist hakkında dava açıldı. Dava beraatle sonuçlandı ve tutukluların çoğu Aralık 1955'te serbest bırakıldı. Kısa süre sonra Kıbrıs Türktür Cemiyeti de kapatıldı.[9] 1960 darbesinden sonra, bu olaylar Yassıada yargılamalarının gündemine oturdu. 27 Mayıs darbesinden sonra cunta tarafından organize edilen Yassıada Yargılamalarında olayların DP hükümetinin başbakanı Adnan Menderes'in provokasyonu sonucu kontrolden çıktığı iddia edildi ve cunta mahkemesi Demokrat Parti yönetimini 6-7 Eylül olayları nedeniyle de cezalandırıldı.
Dr. Dilek Güven'e göre:[16]
Kıbrıs Türktür Cemiyeti Başkanı Hikmet Bil ve üyeleri cezaevine girdi. Ama "Ya bizi serbest bırakırsınız ya da biz bazı şeyleri ifşa ederiz" deyince serbest bırakıldılar. Olaylar halkın üzerine kaldı. Çünkü mahkemede, "Türk milleti galeyana geldi, olayları gerçekleştirdi" denildi. Kimse ceza almadı. İkinci dava Yassıada'ydı. Menderes ve hükümet üyeleri yargılandı. Bu davada da olaylar sadece hükümet üyeleri üzerine yıkıldı. Menderes, defalarca MAH yani MİT Başkanı'nın mahkemeye çağrılmasını istedi. Ama hep reddedildi. Olaylar aydınlatılmadı.Olayların ardından, Türkiye'de yaşayan binlerce Rum Türkiye'den göç etmiştir. Rum nüfusun zamanla azalmasıyla Rumların ekonomideki etkisi zayıflamaya başlamış ve daha önceki azınlıklara yönelik eylemlerde olduğu gibi Türklerin sermayeye hakim olması hızlanmıştır. Birkaç bin Rum ise özellikle Mersin ve Tarsus'a yerleşmişlerdir.[18] Zamanla kalan Rumların da büyük çoğunluğu İstanbul'u terketmiştir. Nüfus mübadelesi sonucunda 1925 yılında yaklaşık 100.000'e düşen İstanbul'daki Rum nüfus, 2006 yılında 2.500 kişiye kadar düşmüştür.[19] Ülkedeki toplumsal olarak çeşitli etnik yapıyı belirtmek için yaygın olarak yapılan "mozaik " benzetmesine atıfta bulunarak, 6-7 Eylül Olayları için Namık Gedik tarafından "mozaik çatladı" açıklaması yapılmıştır.[20]
6-7 Eylül 1955 olayları, Rumların büyük göç dalgalarıyla ülkeden ayrılmasına neden oldu. Gayrimüslimlerin büyük bir kısmı için, yaşananlar, Türk vatandaşı olarak kabul görmediklerinin kanıtı olmuştu. Hangi parti iktidarda olursa olsun, gelecekte de ayrımcılıklara maruz kalacakları düşüncesiyle ve kendilerini güvende hissetmedikleri için, özellikle Rumlar yurtdışına göç kararı vermişlerdir. Nesiller boyu bu topraklarda yaşamış olan İstanbul'un gayrimüslim yerlileri, bu gibi davranışlar sonucu evlerini ve anavatanlarını terk etmek durumunda bırakılmışlardır. Ancak hükümetin o dönemde kabul etmediği olaylar 1998 yılı içinde bir meclis önergesi sırasında kabul edildi. Tazminat değeri olan 70.000 Lirayı vermeye hükümet yanaşmadı.[21]
6-7 Eylül olaylarının olduğu sırada Seferberlik Tetkik Kurulu'nda görevli olan, 1988-1990 yılları arasında MGK genel sekreterliği yapan Sabri Yirmibeşoğlu, gazeteci Fatih Güllapoğlu'na verdiği röportajda 6-7 Eylül olayları hakkında şu demeci vermiştir.[22]
"6-7 Eylül de bir Özel Harp işidir. Muhteşem bir örgütlenmeydi. Amacına da ulaştı. (Bu sözleri Sabri Yirmibeşoğlu 21.09.2010 da bir televizyon kanalındaki röportajında yalanlamıştır)"
İlgili kitaplar
- Son Eylül
- Salkım Salkım Asılacak Adamlar
- Beyoğlu'nun En Güzel Abisi
- Bir Yerde Bir Gül Ağlar
- Elenika
- Kurtarılmış Haziran
- Haymatlos
İlgili filmler
- Bir Tutam Baharat
- Güz Sancısı
Kaynakça
- ^ Λιμπιτσιούνη, Ανθή Γ. "Το πλέγμα των ελληνοτουρκικών σχέσεων και η ελληνική μειονότητα στην Τουρκία, οι Έλληνες της Κωνσταντινούπολης της Ίμβρου και της Τενέδου" (PDF). Selanik Üniversitesi. s. 29. 11 Ocak 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2011.
- ^ Speros Vryonis (1 Ocak 2005). The Mechanism of Catastrophe: The Turkish Pogrom of September 6-7, 1955, and the Destruction of the Greek Community of Istanbul. greekworks.com. s. 225. ISBN 978-0-9747660-3-4.
That night, many men, shouting and screaming, were Islamized forcefully by the cruel knife. Among those circumcised, there was also a priest.
- ^ Birand, Mehmet Ali (7 Eylül 2005). "The shame of Sept. 6–7 is always with us". Hürriyet Daily News.
- ^ "6-7 Eylül yağma olayları bir MİT organizasyonu". Sabah. 2 Şubat 2009. Erişim tarihi: 2 Ocak 2014.
- ^ Güven, Dilek (6 Eylül 2005). "6–7 Eylül Olayları (1)". Radikal. 4 Kasım 2005 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ de Zayas, Alfred (Ağustos 2007). "The Istanbul Pogrom of 6–7 September 1955 in the Light of International Law". Genocide Studies and Prevention. 2 (2), s. 137-54. ISSN 1911-0359.
- ^ a b c d e f g h i '6-7 Eylül Olayları (1)' 6 Eylül 2005 tarihli Radikal gazetesi URL erişim tarihi: 29 Haziran 2008
- ^ http://taraf.com.tr/makale/7774.htm
- ^ a b c d e f g Koçoğlu, Yahya (2001). Azınlık Gençleri Anlatıyor. İstanbul: Metis Yayınları. ISBN 975-342-336-5 s.25-31.
- ^ 6-7 Eylül Olaylarının önemli ismi Oktay Engin'in 21-22 Ocak 2001 tarihli Yeni Şafak gazetesi söyleşisi-devamı URL eşirim tarihi: 2 Ağustos 2009]
- ^ a b "Rum azınlığa yönelik 6-7 Eylül terörü", Cumhuriyetin 75. Yılı, Cilt 2 1954-1978, Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul, 1998, ISBN 975-363-937-6, s. 392.
- ^ Akgül, Elif. "6-7 Eylül 1955'i Basın Nasıl Gördü?". http://bianet.org. 6 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Mayıs 2016.
|yayıncı=
dış bağlantı (yardım) - ^ Emekli hakim Amiral Fahri Çoker’in Tarih Vakfı’na bıraktığı belgelerde yer alan rakamlar
- ^ ADNAN MENDERES, Bir Başbakanın Trajik Sonu - Ergün Ataoğlu
- ^ Daha sonra öldüğü söylenen bazı kişilerin Yunanistan’da yaşadığı anlaşılmıştır.
- ^ a b Kaynak hatası: Geçersiz
<ref>
etiketi;DilekGüven
isimli refler için metin temin edilmemiş (Bkz: Kaynak gösterme) - ^ Sermayenin Türkleştirilmesi - Suat Çetinoğlu
- ^ Erkan Kiraz'ın anı defteri s.46
- ^ According to the Human Rights Watch the Greek population in Turkey is estimated at 2,500 in 2006. "From “Denying Human Rights and Ethnic Identity” series of Human Rights Watch" Human Rights Watch, 2 July 2006.
- ^ Eylül 1955’in sancısı... İlber ORTAYLI, Milliyet (13.08.2013)
- ^ "Varlık Vergisi ile başladı 6-7 Eylül ile tamamlandı". 9 Eylül 2005. 12 Ekim 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Aralık 2007.
- ^ Dündar, Can (8 Ocak 2006). "Gizlenen örgütün başındaki adam: Sabri Yirmibeşoğlu 'Özel Harp'çinin tırmanış öyküsü". Milliyet. 12 Şubat 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Haziran 2009.
Ek okumalar[değiştir | kaynağı değiştir]
- Rıfat N. Bali: 6-7 Eylül 1955 Olayları: Tanıklar-Hatıralar, Libra Yayınevi, İstanbul, 2012, ISBN 6054326211.
- Fahri Çoker: 6-7 Eylül Olayları: Fotoğraflar - Belgeler, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul, 2005, ISBN 975-333-197-5.
- Hulusi Dosdoğru: 6/7 Eylül Olayları, Bağlam Yayıncılık, İstanbul, 1993, ISBN 9789757696469.
- Dilek Güven: 6-7 Eylül Olayları, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul, 2005, ISBN 975-333-196-7.
- Vasilis Kiratzopulos: Kayıt Olunmamış Soykırım: İstanbul Eylül 1955 (Çev. Sonya Özzakar), Pencere Yayınları, Ekim 2009, ISBN 978-605-4049-30-1.
- Radikal: 6-7 Eylül Olayları.
- Zaman: 6-7 Eylül, Devletin-muhteşem örgütlenmesi.
- G. Gürkan Öztan, "Milli Hassasiyetler ve Utanç", Radikal.
0 yorum:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.