Yıkımın Boyutu[
Deprem'de, Lizbon'daki binâların %85'i harâp oldu. Yıkılan yerlerin içerisinde, bâzı köşkler ve kütüphâneler de vardır. 16. yy'da Portekiz'de başlayan Manuelin tarzı mîmârinin örneğini teşkil eden birçok binâ bu depremde yıkıldı. Depremden sağ çıkabilen bâzı binâlar ise ardından başlayan yangınlarla harâb oldu. Lizbon'un altı ay önce hizmete açılmış olan opera binâsı Ópera do Tejo tamâmen yanarak yerle yeksân oldu. Titian, Rubens ve Corregio'nun birçok tablosunun da dâhil olduğu birçok sanat eserini, ayrıca yaklaşık 70 bin cilt kitaptan oluşan kraliyet kütüphânesini barındıran, günümüzde Terreiro do Paço meydanının olduğu yere denk düşen, Tejo nehrinin kıyısında inşâ edilmiş Ribeira Kraliyet Sarayı, depremde ve ardından gerçekleşen tsunamide yıkıldı. Vasco da Gama ve diğer coğrâfî keşif öncülerinin keşif notları yok oldu. 3. Louriçal markisi Henrique de Meneses’in, içinde 18 bin cilt kitabın bulunduğu kütüphânesini barındıran sarayı depremde harâb oldu. Deprem, Lizbon'daki bâzı önemli kiliselere de zarar verdi. Bunlar Lizbon Katedrali, São Paulo, Santa Catarina ve São Vicente de Fora bazilikaları ve Misericórdia Kilisesi’dir. Rossio meydânında yer alan ve devrinin en büyük hastanelerinden birisi olan Bütün Azizler Kraliyet Hastanesi yangınla yok oldu. Halk kahramanı Nuno Álvares Pereira’nın mezarı kayboldu. Depremde harâbeye dönen bir başka yer olan Carmo Rahibe Manastırı’nın çatısı çökmüş kalıntısı, depremi hatırlatması için korunmuş durumdadır.
Toplumdaki ve bilimdeki etkileri
Lizbon depremi Avrupa tarihinde hem teolojik hem felsefi hem de doğa bilimleri açısından bir dönüm noktası ifade etmektedir. Leibniz'in iddia ettiği dünyanın yaşanılacak en güzel yer olduğu, tanrının bütün kötülüklere rağmen en iyi tanrı olduğu inancı yara aldı. Yaşanan felaket sonrası Voltaire bu fikirleri absürd olarak gördüğünü açıklamıştır.Deprem sonrası olayı farklı bir biçimde açıklamaya çalışan filozof Immanuel Kant'dı. Felaketten kısa bir süre sonra depremle alakalı mümkün olan tüm bilgileri toplayan Kant, konuya ilişkin bir metin yayınladı. Metinde dikkati çeken ise, onun olayları dini sebeplerle açıklama kaygısından uzak, bilimsel bir temele oturtma girişimidir. Bugün Kant'ın depremlerin oluşumuna yönelik iddialarının yanlış olduğu bilinse de, bu çeşit bir açıklama girişimi depremleri doğal sebeplere bağlamak yönündeki ilk girişimdir. Kant bu calışmalarıyla dönemde yaygın olan depremlerin tanrı tarafından gönderilen cezalar olduğu yönündeki batıl inanışa bir son hazırlamıştır.
Bu fikirler düşünce tarihini kökten değiştirdi. Eğer depremler tanrı tarafindan gönderilen cezalar değilseler, onları araştırmak, incelemek ve hatta anlamak mümkün olabilirdi. Bu nedenle Lizbon depreminin araştırılması girişimi yer bilimlerinin doğuşu olarak kabul edilebilir.
0 yorum:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.